Finansal Kararlarda Bilişsel Yanlılıklar
- Psikolog Ezgi Özer
- 19 Eylül 2024
Bilişsel yanlılıklar, insanların rasyonel kararlar alırken sistematik olarak hata yapmalarına neden olan zihinsel kısa yollardır. Bu yanlılıklar, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde insanların düşünce süreçlerine nüfuz eder ve finansal kararlarında sapmalara yol açar. Yatırımcılar, sık sık bu bilişsel hatalara düşerek finansal hedeflerine ulaşmada zorluk çekebilirler. Bilişsel yanlılıklar, piyasalardaki dalgalanmalar karşısında rasyonel düşünmeyi zorlaştırır ve yatırımcıların portföylerinde gereksiz risk almalarına ya da fırsatları kaçırmalarına neden olabilir. Aşağıda en yaygın bilişsel yanlılıklar ve yatırımcı davranışları üzerindeki etkileri detaylandırılmıştır:
1. Onay Yanlılığı (Confirmation Bias)
Onay yanlılığı, yatırımcıların mevcut inançlarını destekleyen bilgileri seçici olarak araması ve bu inançlarla çelişen bilgileri göz ardı etmesidir. Örneğin, bir yatırımcı belirli bir şirketin hisselerine yatırım yapmaya karar verdiyse, bu hisselerin değer kazanacağına dair bilgileri arar ve yatırımın kötü bir seçim olabileceğine işaret eden haberleri görmezden gelir. Bu durum, yatırımcıların yanlış bilgilere dayanarak kararlar almasına ve potansiyel olarak hatalı yatırımlara devam etmelerine yol açabilir. Onay yanlılığı, yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmeyi ihmal etmelerine de neden olabilir, çünkü sadece olumlu bilgiye odaklanmak riskleri gözden kaçırmaya yol açar.
2. Aşırı Güven (Overconfidence Bias)
Aşırı güven, yatırımcıların kendi bilgi ve yeteneklerine fazlasıyla güvenmeleri ve piyasa koşullarını doğru bir şekilde tahmin edebileceklerine inanmalarıdır. Aşırı güvenli yatırımcılar, genellikle çok sık alım-satım yaparak yüksek işlem maliyetlerine maruz kalır veya aşırı riskli yatırımlara yönelirler. Örneğin, geçmişte başarılı birkaç işlem yapmış bir yatırımcı, piyasayı her zaman doğru tahmin edebileceğine inanarak büyük miktarda risk alabilir. Ancak aşırı güven, piyasa koşullarının belirsiz ve öngörülemez olduğu gerçeğini göz ardı etmelerine neden olur, bu da ciddi kayıplara yol açabilir.
3. Kaybı Önleme Yanlılığı (Loss Aversion Bias)
Kaybı önleme yanlılığı, insanların kazançlardan çok kayıplara karşı daha duyarlı olmalarıdır. Yatırımcılar genellikle kayıplardan kaçınmak için risk almaktan kaçınır ya da kayıplarını realize etmeden, yani zarar ettiklerini kabul etmeden, yatırımlarını tutmaya devam ederler. Bu yanlılık, yatırımcıların kayıplarını azaltmak yerine daha da büyümesine yol açabilir. Kaybı önleme yanlılığı, kazanç elde etme fırsatlarının da kaçırılmasına neden olabilir, çünkü yatırımcılar risk almaktan kaçınarak potansiyel kazançlardan vazgeçebilirler.
4. Sürü Psikolojisi (Herding Bias)
Sürü psikolojisi, yatırımcıların kalabalığı takip ederek, diğerlerinin yaptıklarını yapma eğiliminde olmalarıdır. Birçok yatırımcı, başkalarının aynı şekilde yatırım yaptığını gördüğünde, bu davranışın doğru olduğunu varsayar. Ancak bu, piyasa balonlarına ve çöküşlere yol açabilir. Örneğin, bir varlığın değeri yükselmeye başladığında, birçok yatırımcı bu varlığı satın almaya başlar ve talep yükseldikçe fiyatlar daha da artar. Ancak, bu balonun patlaması durumunda, sürü psikolojisine kapılan yatırımcılar ciddi kayıplarla karşılaşabilir.
5. Çerçeveleme Yanlılığı (Framing Bias)
Çerçeveleme yanlılığı, aynı bilginin farklı şekilde sunulmasının insanların kararlarını nasıl etkilediğini ifade eder. Yatırımcılar, bir yatırımın potansiyel kazançları veya kayıpları farklı şekillerde sunulduğunda, buna göre farklı kararlar alabilirler. Örneğin, bir yatırım aracı "yüzde 90 başarı oranı" ile tanıtıldığında, yatırımcılar bu aracı tercih ederken, aynı aracın "yüzde 10 başarısızlık oranı" ile tanıtılması durumunda bu tercihten vazgeçebilirler. Çerçeveleme yanlılığı, yatırımcıların olaylara objektif bakmalarını zorlaştırarak, fırsatları değerlendirme şeklini etkileyebilir.
6. Sonuç Yanlılığı (Outcome Bias)
Sonuç yanlılığı, bir kararın kalitesini, sadece sonucuna bakarak değerlendirme eğilimidir. Yatırımcılar, aldıkları kararın doğru olup olmadığını, o kararın sonucunda elde edilen kazanç veya kayıplara göre belirlerler. Ancak bu yanlılık, yanlış stratejilerle elde edilen kazançların "doğru kararlar" olarak değerlendirilmesine yol açabilir. Aslında, doğru yatırım kararı, yalnızca sonucuna değil, sürecine ve temellerine göre değerlendirilmeli.
7. Geçmişte Yanlılık (Hindsight Bias)
Geçmişte yanlılık, yatırımcıların geçmiş olayları, o zamanlar mevcut olan bilgiyle değil, bugünkü bilgiyle değerlendirme eğilimidir. Bu yanlılık, yatırımcıların geçmişte aldıkları kararları yanlış anımsamalarına neden olabilir. Örneğin, bir yatırımcı geçmişte bir hissenin değer kazanacağını tahmin ettiğini iddia edebilir, oysa o zamanlar bu bilgiye sahip değildi. Bu yanlılık, yatırımcıların kendilerine aşırı güvenmelerine ve gelecekte benzer hatalar yapmalarına neden olabilir.
8. Temsil Yanlılığı (Representativeness Bias)
Temsil yanlılığı, yatırımcıların belirli bir durumun daha önce yaşadıkları benzer durumlarla aynı sonucu doğuracağına inanmalarıdır. Bu yanlılık, yatırımcıların geçmiş performansları gelecekte de tekrarlanacak varsayımıyla yanlış yatırımlar yapmalarına neden olabilir. Örneğin, bir şirketin geçmişte sürekli olarak yüksek kar elde etmesi, yatırımcıların bu eğilimin devam edeceğini düşünmelerine yol açabilir, ancak piyasadaki belirsizlikler göz ardı edilir.
9. Çapa Yanlılığı (Anchoring Bias)
Çapa yanlılığı, yatırımcıların ilk duydukları bilgiye aşırı derecede bağlı kalmalarıdır. Örneğin, bir yatırımcı, bir hisse senedinin fiyatını ilk kez gördüğünde bu fiyatı bir referans noktası olarak alır ve gelecekteki fiyatları bu referansla karşılaştırır. Çapa yanlılığı, yatırımcıların gerçek piyasa koşullarını göz ardı etmelerine ve kararlarını eski verilere dayandırmalarına neden olabilir.
Sonuç olarak; bilişsel yanlılıklar, yatırımcıların finansal kararlar alırken karşılaştıkları en büyük zorluklardan biridir. Rasyonel düşünmeyi zorlaştıran bu yanlılıklar, yatırımcıların finansal hedeflerine ulaşmasını engelleyebilir. Ancak, bilişsel yanlılıkların farkında olmak, yatırımcıların bu yanılgılardan kaçınmalarına ve daha bilinçli kararlar almalarına yardımcı olabilir. Bilgiye dayalı karar alma süreci, dikkatli analizler ve duygusal tepkilerin kontrol edilmesiyle desteklenmelidir.