SEÇİLMİŞ HAYATLAR
- Psikolog Ezgi Özer
- 26 Temmuz 2023
Kendimizi tanımlama şeklimiz hayata karşı duruşumuzu sizce nasıl etkiliyor? Değerlendime biçimlerimizi olabildiğince objektif yapmak önemli bir noktada yer alıyor. Kendimizle barışık olmanın yolu da buradan geçmiyor mu zaten, her şeyimizle kabul etmek. Hiçbir özelliğimizi ötelemeden, yok saymadan alan açmak da buranın bir parçası değil mi?
Benliğimizde eksik yanlarımız olabilir, eksik yanlarımız geliştirilebilir yanlarımıza da işaret etmez mi aynı zamanda?
Sorumluluk sahibi olmamanız, alkolik olmanız, bağımlı kişiliğe sahip olmanız, çabuk öfkelenmeniz, çok düşünmeniz, insanları anlamakta zorluk çekmeniz, insanlarla sosyalleşmekte zorlanmanız, ani ruh değişiklikleri yaşamanız, çok fazla olumsuz düşünmeniz…
Bu özelliklerden biri ya da birkaçı sizde varsa, daha ne kadar yok sayarak hayata devam edebilirsiniz? Kendinizden kaçtığınızı göstermez mi bu? Her gün kafanızı yastığa koyduğunuzda baş başa kaldığınız bir bedene sahipsiniz. Zihninizin derinliklerinde neler döndüğünden haberdar olmasanız bile bedeniniz her şeyin farkında. Unutmuyor, kayıt altına alıyor her deneyiminizi. Deneyimler, bilgiler bilinç düzeyinden silinebiliyor fakat zihninizden silinmiyor.
Hayat bir oyun ve başrolünde biz varız. Oyunu kazanmak istiyorsak, iyi bakmamız gereken bir hayatımız olduğunu söyleyebilir miyiz? İllaki kaybedeceğiz, hatalar yapacağız fakat nerede hata yaptığımızı bilmekten uzak durursak hiçbir zaman bu oyundan çıkamayız. Bir oyun bitecek diğeri açılacak, öğrenme yolcuğunda hep yeni şeyler öğreneceğiz. Öğrendim, diyebilmek için bütün özelliklerimizle var olduğumuzu kabul etmemiz gerekiyor.
Siz de, öğrenmenin ve kendini geliştirmenin inanılmaz keyfine varmak için aynadaki kişinin kim olduğu ile yüzleşmelisiniz. Ne hissedeceğiniz önemli değil bütün duygular da size ait :) Her şeyin bir alanı var, kucaklayabildiğimiz kadar kucaklayalım.