Otizm İçin Kırmızıyı Seçin
- Psikolog Ezgi Özer
- 01 Nisan 2022
2 Nisan Otizm’e Farkındalık günü. Birçok yerde etkinlikler düzenleniyor ve otizm ile ilgili bilgi sağlanmaya çalışılıyor. Psikoloji öğrencisi iken bastıra bastıra söylenen ‘’Özel gereksinimli birey’’ tanımlaması nöroçeşitli kişilere karşı davranışlarımı düşünmeye neden olmuştu. Psikolog olduğumda bu alanda çalışamam algısı yaratmıştı. Yaşanılan zorlukların kişilerin sahip olduğu özelliklerden kaynaklandığını çağrıştırıyor ve etkili bir sisteme sahip olamadığımız hakkında indirgemeci bir yaklaşım yapılıyordu. Bir süre geçtikten sonra otistik kişilerle bir araya gelmeye başladım, yaşam alanlarının nasıl daraltıldığına şahit oldum. Eğitim sisteminin işlevsiz olduğuna ve onların ihtiyaçları dahilinde çalışmalar yürütülmediğini gördüğümde şaşırmıştım, nasıl bu kadar düşüncesiz olunabiliyordu? Duyguları, düşünceleri ve varlıkları olduğu gibi kabul edilmiyor, değiştirilmeye; nörotipikleştirilmeye çalışılıyorlardı.
Asıl farkındalığımı Merhaba Spektrum ekibi ile tanıştığımda kazandım, daha öncesinde otistiklere ‘’otizmli’’ diyor ve otistik söylevinin yanlış, etiketleyici bir kavram olduğunu düşünüyordum. Gelişimsel farklılık gösteren kişilerin kendini nasıl var etmek istediklerini gözden kaçırmıştım. Onların otistik olmalarının, kimlik süreci olduğunu kavramak çok uzun sürmedi. Bu eleştiriyi kendime yapabildiğim için çok mutluyum, çünkü hala bu yolda ilerleyen; otistik çocuklara sahip, akademisyen, otistiklerle çalışan uzmanların otizmi anlayamadığını gözlemliyorum. Bireyleri değiştirmeye, onları olmadığı kalıba sokmaya çalışıyorlar, yaşadıkları zorlukları görmezden geliyor ve hak arayışlarına karşı çıkarak kendi bildiklerini okuyorlar. Biz otistiklerin; yakını, öğretmeni, psikoloğu, ebeveyni veya onların hayatında var olan kişileriz. Beraber birtakım zorluklar yaşıyor veya bu alanda çalışmalar yürütüyor olabiliriz. Bizim yaşadıklarımız otistiklerden fazla konuşacağımız veya onların yerine konuşabileceğimiz anlamına gelmemeli. Ortada kabul görmeyen, ihtiyaçları duyulmayan ve sistematik olarak değiştirilmeye çalışılan insanlar var ve bizler sürekli onlar yerine söylev üretiyor onlar için çalışmalar yaratıyoruz. Tabi ki destekçi olmalıyız fakat çalışmaların çıkış noktası toplumun değil otistiklerin ihtiyacı üzerine kurulmalı. Onların önderliğinde, belirledikleri ihtiyaca göre eylemlilikler üretmeliyiz.
Psikolog olarak bu konuda aktarım yapmayı değerli buluyorum, uzmanlar olarak araştırmalarımıza devam edelim ve toplum sağlığı için çalışalım. Merkeze alacağımız durumlar ise öznelerin sesi olsun.
Otistikler; maviyi bırak, #OtizmİçinKırmızıyıSeçin diyor. Mavi renginin, sağlamcılığın bir işareti olduğu ve ötekileştirilmeyi pekiştirerek; eşitsizliği ortaya koyduğu oldukça açık biçimde hissediliyor. Mavi renginin olduğu eylemliliklerde öznenin, otistikler olmadığı ve onların varlıklarını kabul eden çalışmalar olmadığını biliyoruz. Toplum kendini yenilemek yerine otistikleri, kendi dilinde normalleştirmeye çalışarak özneleri her defasında ayrımcı dille, reddedilişle karşı karşıya bırakıyor. Kırmızıyı seçiyoruz ve kabul ediyoruz, farkında olmak yetmiyor farklılıklarla yaşamayı öğrenmek, öğretmek gerekiyor; bunun için herkese yer açacak politikalar yürütülmesi planlanıyor. Herkesi eğitim, sağlık, hukuk ve sosyal bağlamlarda kendine yer bulmalı diyoruz. İnsan hakları herkes içindir, otistiklerin ihtiyacının farkına var ve onların sesine kulak ver.
Hadi sen de otizm için kırmızıyı seç!