Cinsel İsteksizlik ve Hormonal Dengesizlikler: Hormonlar Ne Kadar Etkili?
ilişki

Cinsel İsteksizlik ve Hormonal Dengesizlikler: Hormonlar Ne Kadar Etkili?

  • Psikolog Ezgi Özer
  • Psikolog Ezgi Özer
  • 19 Aralık 2024

Cinsel isteksizlik, çoğu zaman kişisel bir sorun gibi düşünülebilir; ancak bazen altında yatan nedenler, hormonlarımızda yaşadığımız değişikliklerden kaynaklanıyor olabilir. Hormonlar, vücudumuzda birçok önemli işlevi kontrol eder ve cinsel arzu da bu işlevlerden biridir. Yani, cinsel isteksizlik sadece ruh halimizle ilgili değil, bazen vücudumuzdaki hormonal değişikliklerle de bağlantılı olabilir.

Cinsel arzumuz, vücudumuzda çok farklı sistemlerin bir arada çalışmasıyla şekillenir. Beyin, ruh halimiz, stres, ilişkiler ve tabii ki hormonlar... Hormonlar, tıpkı bir orkestra şefi gibi bu sistemi yönlendirir. İşte bu yazıda, hormonların cinsel isteksizliğimiz üzerindeki etkilerini daha yakından bakalım.

1. Hormonal Dengenin Cinsel İstek Üzerindeki Rolü

Cinsel isteğin kaybolması, bazen yalnızca psikolojik sebeplerle, bazen de hormonel değişikliklerle ilişkilidir. Hormonlar, cinsel isteği doğrudan etkileyen önemli kimyasal maddelerdir. Birkaç önemli hormonu ele alalım:

  • Testosteron: Hem erkeklerde hem de kadınlarda cinsel isteği artıran hormonlardan biridir. Testosteron seviyesi düştüğünde, cinsel istek de azalabilir. Özellikle kadınlar menopoz dönemi veya yaşlandıkça bu hormonu daha düşük seviyelerde üretmeye başlarlar. Erkeklerde ise yaşla birlikte testosteron düşüşü gözlemlenir ve bu da cinsel isteksizliğe yol açabilir.

  • Östrojen: Kadınlar için en bilinen hormonlardan biri olan östrojen, cinsel isteği etkileyebilir. Östrojen seviyeleri düştüğünde, vajinal kuruluk ve cinsel ilişkide acı gibi sorunlar yaşanabilir. Ayrıca, menopoz dönemi de bu hormonun seviyesi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir ve bu da cinsel isteksizlik yaratabilir.

  • Progesteron: Adet döngüsündeki değişiklikler, progesteron seviyelerini etkiler ve bazı kadınlarda bu hormonun yüksek olduğu dönemlerde cinsel istek azalabilir.

  • Prolaktin: Emziren annelerde prolaktin hormonu daha yüksek seviyelerde bulunur ve bu hormon da cinsel isteksizlikle ilişkilendirilebilir. Bunun yanında, bazı ilaçlar da prolaktin düzeylerini etkileyerek bu durumu tetikleyebilir.

2. Hormonlar Neden Değişiyor?

Hormonal değişiklikler her zaman vücudun doğal bir parçası olsa da bazen bu değişiklikler cinsel isteksizlik gibi problemleri beraberinde getirebilir. İşte bazı yaygın nedenler:

  • Menopoz ve Perimenopoz: Kadınlar 40'lı yaşlarının sonlarına doğru östrojen ve progesteron seviyelerinde değişiklikler yaşamaya başlarlar. Bu, cinsel isteksizlik, vajinal kuruluk ve ilişkide zorluklar gibi şikayetlere yol açabilir. Ayrıca, menopoz öncesi dönemde, yani perimenopozda da ruh hali değişiklikleri ve fiziksel semptomlar ortaya çıkabilir.

  • Testosteron Eksikliği: Testosteron, cinsel isteği etkileyen ana hormonlardan biridir. Hem kadınlar hem de erkekler zamanla testosteron seviyelerinde düşüş yaşayabilirler. Bu da cinsel isteksizlik ve enerji kaybı gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

  • Polikistik Over Sendromu (PCOS): Kadınlarda testosteron seviyeleri arttığında, cinsel arzu artabilir, ancak bu durum bazı hormonal dengesizliklere yol açabilir. PCOS, testosteron fazlalığına bağlı olarak cinsel işlevde değişiklikler yaratabilir.

  • Tiroid Sorunları: Tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidizm), enerji seviyelerinde düşüşe neden olabilir. Bu da, haliyle, cinsel isteksizlikle sonuçlanabilir.

3. Hormonlar ve Psikoloji Birlikte Çalışır

Hormonal dengesizlikler sadece vücudu etkilemekle kalmaz, psikolojik olarak da kişiyi etkileyebilir. Hormonlardaki değişiklikler, stres, depresyon ve kaygıyı tetikleyebilir. Bu da cinsel isteksizliği daha da kötüleştirebilir. Mesela, düşük testosteron seviyesi, kişinin kendini daha depresif veya yorgun hissetmesine yol açabilir. Bu duygular da cinsel isteği etkileyebilir.

Bu nedenle, sadece fiziksel değil, psikolojik yönleriyle de cinsel isteksizlik ele alınmalıdır. Eğer bir danışanınızda cinsel isteksizlik ve ruhsal değişiklikler gözlemliyorsanız, hormonal dengesizliklerin de göz önünde bulundurulması faydalı olabilir.

0 Yorum
    İlk yorumu yapan sen ol.
Yorum Yap